İçlerine girdikçe, onları tanıdıkça yüreğime bıçak
saplanıyor.
Mesoraş yaylasına giden Cafer'in kamyonundan çıkan kara dumanlar
gibi her yeri kirlettiler.
Bizim köye Cafer'in kamyonundan başka araç çıkamazdı.
Bizi ve yüklerimizi yıllarca o kamyon taşıdı.
Cafer kamyonu yokuşları iyi çıksın diye mazota gazyağı
karıştırırdı.
Yeşillikler arasından, keskin virajlar ve uçurumlarla dolu yolda
gaza bastıkça, motor kıyameti koparır, egzozdan çıkan kara dumanlar
gündüzü karartırdı.
Göz gözü görmezdi.
FETÖ örgütü de memleketi kara dumana boğdu.
Çok insan öldü.
Müslümanları dinle kandırıp, varını yoğunu ceplerine
indirdiler.
'Himmet' dediler, 'hizmet' dediler, milleti
soydular.
Rahmetli Ömer Öngüt Hoca, Fethullah için 'Nar
dinli' derdi.
Haksız da değildi.
FETÖ robotlaştırdıklarının kimini polis, kimini asker, kimini
savcı, kimini hâkim yaptı…
Böyle sızdılar devlete.
Sonra devlet sırlarını ruhsuzca İsrail'e ve ABD'ye
verdiler. Başbakanı, bakanları dinlediler.
Kumpas kurdular.
Yatak odalarını bile dikizledi şerefsizler…
Komiser Özcan Karanfil gibi Haşhaşiler, eliyle koyduğu
şeyi "Aaa bak delil buldum"diyerek insanların ömrünü
çaldı.