Efsaneye göre bir kadın, bir gün kucağındaki çocuğu ile birlikte
mağara önünden geçerken içeriden gelen bir sese kulak kesilir:
"İçeri gir ve ne istersen al, ama en mühim olanı unutma!"
"Çıktıktan sonra kapının bir daha açılmayacağını dikkate al.
Bu fırsatı kaçırma sakın ama en mühim şeyi unutma..." diye sürekli
ikaz eder o ses.
Kadın mağaraya girer ve büyük bir servetle karşılaşır.
Yığınla altın ve mücevherleri görünce şaşkına döner.
Çocuğunu yere bırakarak büyük bir hırsla mücevherleri toplamaya
başlar.
Bu sırada o esrarengiz ses yine duyulur:
"Yalnız sekiz dakikan var..."
***
Sekiz dakika çabuk geçer.
Kadın toplamış olduğu kıymetli taşlar ve altınlarla birlikte
mağaranın dışına koşar ve kapı kendiliğinden kapanır.
Kapı kapanınca çocuğunu içeride unuttuğunun farkına varır…
İş işten geçmiştir.
Ağlamak, sızlamak, dizini dövmek, saçını başını yolmak fayda etmez
artık.
Kapı bir daha açılmamak üzere kapanmıştır çünkü.
Zenginlik uzun sürmez, ama kederi hep yaşar.
Bu kıssadan hisse ihtiraslarımızın bize önemli şeyleri
kaybettirdiğini anlatır.
Fetullah Gülen gibi…
Adam 40 yılda ördüğü hırkayı ihtirası yüzünden bir günde yaktı.
FETÖ, o mağaraya daldı, ne var ne yok topladı… Ama dışarı çıkamadan
kapı üzerine kapandı…