Kedi korkusundan endişe içinde yaşayan bir fare vardır.
Büyücünün biri; fareye acır ve onu kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür.
Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok, Onu eski haline döndürür.
Ve der ki; "Sen cesaretsiz ve korkak birisin.
Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
Cesaret, yüreklilik kelimesinden gelir.
Yapmayı planladığı işlere yüreğini ekleyen kişiler; daha cesur, daha azimli, dayanıklı ve çok daha mutlu olabilmektedir.
Gaziantep cesur ve yürekli insanları sayesinde önce Fransızları sonra da geri kalmışlığı yenmiş bir kenttir…
Gaziliği de boş değildir…
Her çeşit düşmanla giriştiği savaşı kazanmış olduğu için 'Gazi' unvanını almıştır.
Gaziantep kolay 'aslan' olmadı yani…
Abdülkadir Konukoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin…
Hasan Kalyoncu, Cemal Kalyoncu, Faruk ve Haluk Kalyoncu.
Mehmet Tahmazoğlu, Rıdvan Fadıloğlu, Erhan Özmen ve Asım Güzelbey ile Gaziantep bir başka güzel.
Elbette ismini yazamadığım nice güzel insan var şehre değer katan.
İnsanları çalışkan ve yaratıcıdır…
Birbirlerine de tutkun…