KHK ile görevlerinden alınan bir öğretmen ile bir
araştırma görevlisinin başlattığı açlık grevi, kritik eşiği geçmiş
durumda.. Politik analizlerin çaresiz kaldığı günler yani..
Verilecek her kararın, atılacak her adımın pek çok farklı neticesi
olacaktır kuşkusuz.. Böyle bir problem ancak Garri
Kasparov titizliğinde bir satranç oyuncusu gibi sonraki bir kaç
hamle hesaplanarak çözülebilir.. Sonuçta ortada
birbiriyle doğrudan bağlantılı pek çok konu
var...KHK ile ihraçta haksızlık iddiası karşılığında
haksızlığa uğradığını düşünen akademisyenlerin açlık
grevi.. Bu şartlarda, ‘tamam adaletsizliği gideriyor
ve sizleri okullarınıza iade ediyoruz’ dendiğinde, yani bu tür bir
eylemden sonuç alınabildiği görüldüğünde, memleketin ne hale
gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?.. Kaç bin kişi ihraç edildi?
Kaç bin kişinin yakını cezaevlerinde?.. Her birinin bir köşede
açlık grevine başladığını düşünsenize.. Merakım, bu ihraçlarla
ilgili olarak bütün hukuk yolları tüketildi, itirazlar yapıldı da
netice alınamadığı için mi böyle bir yola başvuruldu?.. İdari
bakımdan bir hata yapılmışsa eğer, bu elbet dönecektir.. Yüzlerce
örneği var. Her çıkan kararnamenin altında göreve iadeler başlıklı
bir bölüm var ve ciddi biçimde geri dönüşler olduğu ortada.. Yol bu
değil..
Kim bu açlık
grevindekiler?
Baştan ilke olarak hatırlatmak gerekiyor.. Kimse 15 Temmuz
gecesi yaşadıklarımızı aklından çıkarmasın.. Sadece 15 Temmuz da
değil.. Ben buna pekâlâ FETÖ’cülerle birlikte yapılan PKK’nın kent
işgalleri ve çukur siyasetini de dahil ederim.. Pekâlâ DHKP-C’nin
terörist saldırılarına verilen desteği de.. Açlık
grevindeki isimlerden biri, araştırma görevlisi Nuriye Gülmen..
6 Ocak’ta yayımlanan KHK ile ihraç edildiğini söylüyor.. Ama
aslında bir buçuk sene evvel, Eskişehir’de DHKP-C operasyonunda
gözaltına alınmıştı.. Terör örgütü üyesi olduğu
anlaşılınca o zaman Osmangazi Üniversitesi’ndeki görevine son
verildi.. Bir geri dönüş mücadelesi verdiğini hatırlıyorum. Ama
bunu 15 Temmuz sonrası