Meral Akşener’in merakla beklenen konuşmasından sonra siyaseti
yakından izleyen dostlarımın tamamı aynı yorumu yaptı: “dağ fare
doğurdu”.. Ben ise öyle düşünmüyorum. Türk siyasetinin
önünde tartışmaya açık çok önemli bir konuyu gündeme getirdi Sayın
Akşener.. İttifaklar.. Elbette tek başına ittifaklar
da değil. Siyasi partileri ittifaklara mecbur kılan mutlak çoğunluk
sistemi.. Yani 50+1…
**
Akşener, pek çok hususta özeleştiri yaptıktan sonra içinde kendi
politik tercihinin de olduğu yeni bir yol haritası önerdi; “..
gelin herkes kendisi girsin seçimlere..” dedi..
**
Bu aslında ilk bakışta kendi partisini ittifaklara sokmayacakmış
gibi bir algı oluşturuyor.. Oysa metin dikkatle okunduğunda
anlaşılıyor ki, açıklamanın hedefi doğrudan ve apaçık CUMHUR
İTTİFAKI…
**
Aslında Meral Akşener ortaklarına değil de sanki, Bahçeli ve
Erdoğan’a sesleniyor gibiydi bu konuşmasında.. “..gelin tek
başınıza girin..”
**
Bu “gelin tek başınıza girin..” çağrısı sistem değişikliği
önermeden herhangi bir anlam ifade etmiyor.. Zira salt çoğunluk
sistemi orada duruyor.. Ne yaparsan yap o “50+1”
alınacak.. O halde Sayın Akşener başka bir şey daha
öneriyor demektir.. Partileri ittifaka mecbur bırakacak bu sistemin
değişmesini..
**
Hükümet modeli ‘Başkanlık Sistemi’.. Artık...