Bizim için Muhammed Ali, biletleri yok satan şampiyonluk maçlarının yenilmez boksörü falan değildi..
Bizim için o, ezilen mazlum halkların sesini yükselten bir insan hakları savunucusuydu..
İslâm’a sövmenin geçer akçe olduğu yıllarda kölelikten kurtuluşunu ilan ederek;
“ben Muhammed Ali’yim” diyen bir dava adamıydı..
Ondandır ümmet coğrafyasının ümidi Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün işini gücünü bırakıp Amerika’ya cenazeye gidişi..
Ondandır yanında Kabe örtüsü götürmesi..
Ondandır arkasından Fussilet suresi okuması..
Biz ne bilelim tıpkı ünvan maçı gibi cenaze töreni de 100 dolardan biletlenmiş olsun.
Ne bilelim seremoninin iki gün sürmesi daha fazla para anlamına gelsin.
Bizim için o hâlâ Muhammed Ali..
Şimdi alsınlar, cenazesini bile sattıkları “Cassius Marcellus Clay”in mirasını paylaşsınlar bakalım..
O da mı Provokatör?
Fatih Camii’ndeki cenaze töreninde, yanında getirdiği mermiyi bırakan kişi için söylenmedik laf bırakmadılar..
Adam şehidin dayısı çıktı..
Aynı cenazede Kılıçdaroğlu’nun çelengini parçalayan genci, bir terörist ilan etmedikleri kaldı..
Meğer koyu bir CHP’liymiş..