Boykot pek çok boyutuyla özellikle bizim gibi liberal sistemler
için son derece etkili bir regülasyon aracıdır.. Gazze'de ortaya
çıkan durum sahiden kayıtsız kalınamayacak kadar vahim. O
nedenledir ki bu defa ciddi biçimde sonuç alan bir boykot rüzgarı
yaşıyoruz..
'Sonuç alan' ne demek?..
Aslında burada beklenen sonuç, boykot ya da protesto edilen
markaların ürküp İsrail'e desteğini çekmesi olurdu. Ya da öyle
olmalıydı. Tam öyle olmadı...
Ama şu ya da bu nedenle tepki vermiş olmaları bile sonuç alındığını
gösterir.
Örneğin fiyatlarını düşürmeleri çeşitli kampanyalar yapmaları gibi.
Hatırlayın bu süreçte, Trendyol'u milyonlarca dolar
Gazze'ye bağış yapmaya mecbur bırakmıştı serbest piyasa
efekti..
Daha açık ifade etmek gerekirse..
İsrail'in soykırımı karşısında hiç bir şey yapamayan sessiz
milyonların elinden gelen en iyi şey bu. Bu vahşete destek olduğunu
gördüğü markaları boykot etmek.. Serbest piyasadan gelen gücün
kullanımı da diyebiliriz buna...
**
Boykot 'özgür' bir eylemdir..
Coca Cola içmiyorsak çıkıp özgürce deriz ki; "içmiyorum kardeşim,
zorla mı?"... Bu ifade tam da boykot ruhunu anlatıyor.. "Girmiyorum
Starbucks'a birader, ne yapabilirsin?"... "Çamaşırlarımı Ariel'le,
bulaşıklarımı Fairy ile yıkamayacağım. Gerekirse deterjansız sırf
suyla yıkarım yine de o markaları...