22 Mayıs’taki AK Parti Kongresi pek çok açıdan çok değerli..
Ve kongre öncesi politika sahnesi son zamanlarda hiç olmadığı kadar ısınmış durumda..
‘Partili Cumhurbaşkanı’ kavramı üzerinden kıyametler kopuyor..
Değerli dostlar..
Bu kavram bizde yeni değil..
Mustafa Kemal de, İsmet İnönü de partili cumhurbaşkanlarıydı..
1923 - 1950 arası memleket bu hükümet modeliyle idare edildi.. Celal Bayar, parti başkanı değildi ama bastonundaki DP amblemiyle yerini hiç gizlemezdi..
Eski AB Bakanı Egemen Bağış, 13 yıl öncesine götürdü geçen akşam beni..
Hani Özal’ın ANAP, Demirel’in DYP liderini olduğunu zaten biliyoruz da.. Hiçbir parti aidiyeti olmadığı halde Ahmet Necdet Sezer’in, 29 Ekim resepsiyonu için, CHP’li vekillere ‘eşli’, Ak Partili vekillere ‘eşsiz’ davetiye yolladığını hatırlattı Egemen Bağış..
Bildiğiniz parti ayrımı gözetti yani Sezer..
‘Bütün partilere eşit mesafede olmak’ başka şey, ‘partisiz olmak’ başka..
Bak mesela Ahmet Necdet Sezer partisizdi ama bütün partilere eşit mesafede değildi..
Tüm bu manzara apaçık ortadayken, deniyor ki, “.. AK Parti hareketinin lideri Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongresi’ne katılamaz...”
Mısır Cumhurbaşkanı katılabilir..
Ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı katılamaz..
Böyle saçma şey duymadım..
Erdoğan partisinin kongresine katılabilir ve de katılmalıdır..