Ergenekon Davası ile ilgili Yargıtay’ın verdiği karar çok önemli.
‘Yüzyılın davası’ dedikleri şey böylece çökmüş oldu..
Zaten Fethullahçı Örgütün çökertildiği bir atmosferde FETÖ tertibi davaların devam ediyor olması tam anlamıyla bir saçmalıktı..
Şunu açıkça söylemek lazım ki, Ergenekon zaten bir dava değildi..
Tohumları 1991’den itibaren atılan, soğuk savaş sonrası güç değişiminin adıydı Ergenekon..
- Tertibin arkasındaki FETÖ yapılanması ABD’den yönetiliyordu..
- Her bir tutuklama için Neo Avrasyacı Aleksandr Gelyeviç Dugin cephesi ayağa kalkıyordu.
Neticede bu güç savaşları sonrasında bugün geldiğimiz noktada Yargıtay çok önemli bir karar alarak Ergenekon Davası’nı tarihin çöplüğüne gönderdi..
Yargıtay’ın bu kararını, FETÖ ile kamuda verilen mücadele ile birlikte değerlendirdiğimizde, ‘İstiklâl Mücadelesi’nde çok ciddi mesafe kat ettiğimizi görebiliriz..
Oyun bozan Karaman koyunu
Karaman’daki çocuk istismarı davasından beklenti çok yüksekti..
- İslâmcılar sapık çıkacaktı..
- Hükümet sapığı koruyup kollayacaktı..
- Mahkeme salonları “3. Köprüye Hayır” pankartlarıyla süslenecekti..
Ama olmadı..
Peki ne oldu?
1) Dava tek celsede bitince, birilerinin mahkeme günlerini doya doya provokasyon sahasına çevirme olanakları ellerinden gitti..
2) Sapık, İnönü’nün kurduğu İvriz Öğretmen okulundan mezun olduğunu, devrimci gelenekten geldiğini, ateist olduğunu açıklayınca, ‘islâmcılar sapık olur’ genellemesinin en önemli referansı çöktü..
3) 508 yıl cezaya çarptırılınca, ‘sapığı koruyorlar’ tezi üzerinden üretilecek tezviratın önü kapandı..