Artık Tahran’dan yönetildiğinden hiç şüphe duymadığım Cumhuriyet Gazetesi, teröre destek bildirisini ön sayfadan yayınlayıp altına da imza koymuş..
Neden bu kadar beklediklerini anlamamıştım. Bu kadar millet-memleket düşmanlığı yaptıkları bir ortamda bir bildirgenin lafı mı olur?..
Değerli dostlar, bu adamlar böyle..
Gözleri dönmüş..
Hükümet ve Erdoğan karşıtlığı bu adamları, ne yapacaklarını bilemez hale getirmiş durumda..
Kim varsa Erdoğan’ın karşısında bu kesimle kolkola..
***
Bakın ‘millet-memleket düşmanları’ ifadesini bilerek kullandım.
Bazıları ısarla ‘hain’ ya da ‘ihanet içinde’ falan demeyi tercih ediyor.
Ben bu tanımlamaya katılmıyorum.
‘Hain’ dediğiniz adam, sizin içinizden biridir.
Size aittir. Bu topraklara aittir.
İhanet ettiği zaman hayal kırıklığına uğradığınız kişidir hain.
Bu adamlar hain falan değil, düpedüz düşman...
Hain içeridedir. Bu adamların baskı tesisleri ve haber merkezi dışında, bu topraklarda hiç bir şeyi yok.
Daha dün Türkiye’yi başyazıyla İtalya’ya şikayet etmiş bir gazeteden söz ediyoruz.
Demem o ki, 1128’liklerin bildirisine imza atan bu gazetenin de aralarında olduğu bebek katillerinin hamisi kim varsa, o bu ülkenin düşmanıdır.
Karşısındadır.
İçerdeyken ihanet etmemiştir yani.
Biz yanlış anlamışız sadece.
***
Bu düşman tanımı da bana ait bir tanım değil, arz edeyim.
Bu tanımı Gazi Mustafa Kemâl yapmıştır.
“... İstiklâline kastedecek düşmanlar...” demiştir bunlar için.
“İran’la Türkiye karşı karşıya gelirse, İran’ı tutarım” demek ihanet midir, düşmanlık mıdır?..
Vatan evlâdına sıkılan merminin hesabını sormak şöyle dursun, teröristle savaşan devleti, insanlığa karşı suç işliyor göstermek, ihanet midir, düşmanlık mıdır?..
Rus savaş uçaklarının egemenlik sahamızı ihlâl etmesi ile ilgili tek kelime laf etmemek.
Fakat ihlâli yapan uçağın düşürülmesini sert bir dille tenkit etmek...
Rus savaş gemisi boğazdan namlusunu İstanbul’a çevirmiş geçerken Moskova’da süren PKK-Putin ittifakını alkışlamak..