CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisini nasıl
FETÖ’nün emrine tahsis ettiğini Adana buluşması sırasında açıkça
gördük. Doğru mu?.. Nazlı Ilıcak gibi, Ahmet Altan gibi, Ali Bulaç
gibi isimleri CHP seçmenlerine alkışlatması, öyle “biz gazeteci
ayrımı yapmıyoruz, her türlü haksızlığa itiraz ediyoruz” türü bir
söylemle geçiştirilebilecek kadar basit değil.. Ortalık böylesine
yangın yerine dönmüşken FETÖ’cülüğü tescilli örgüt üyelerini
CHP’lilere selamlatmış olmasının başka bir okuması var.. Bu
tartışmalı konuşmanın stratejik bir anlamı olduğunu düşünüyorum..
Açıkça söyleyeyim size.. Bir FETÖ projesi olarak CHP Genel
Başkanlığına getirilen Kılıçdaroğlu, Adana buluşmasında kendisinden
isteneni yaptı ve çözülmeyi durduracak, konsolidasyonu sağlayacak,
umut aşılayacak selamı çaktı.. Meydanda binlerce kişinin gözlerinin
içine baka baka “Ahmet Altaaan” diye bağırdığında hard-core CHP
tabanı ve FETÖ’yü terör örgütü olarak gören teşkilatlardan tepki
alacağını bilmiyor muydu?..
Bunu partisine izah edebileceğini mi düşündü sizce?.. ‘Seçmenlerime
anlatırım, onlar da bana inanır, itibar ederler’ diye mi
hesapladı?.. Hiç de öyle değil.. Bu aynen hukuksuz tahliyeler veren
hakimler gibi, örgüt emriyle iddianameler yazan savcılar gibi,
halkın tepesine bombalar yağdıran generaller gibi gerçek anlamıyla
bir intihar dalışıydı.. Kemal Kılıçdaroğlu, varlığını borçlu olduğu
FETÖ’nün kölesi olmuş durumda. Kendi öz kardeşi söylüyor bunu, ben
söylemiyorum.. CHP, bu şartlar altında bu yapısıyla daha fazla
gidemez. 15 Temmuz darbecilerine işgalcilerine selam duran bir
CHP’yi, kim ne yapsın?.. “Benim anavatanım Amerika” diyen
FETÖ’cüleri selamlayan isim, emperyalizme karşı istiklâl savaşı
vermiş olan Gazi Mustafa Kemâl’in koltuğunda oturuyor.. Hangi
CHP’li kabul eder bu zillet halini?..
CHP’nin ByLock’çusu