"İkinci bir darbe gelecek” türü haberlere ne kadar mesafeli yaklaştığımı okurlar bileceklerdir.. Ama her fırsatta da tedbiri elden bırakmamak gerektiğini, rehavete kapılmanın ne denli vahim neticeler doğurabileceğini anlattık..
Anlatmaya da devam edeceğiz..
Evvelâ durum tespiti yaparak başlayalım..
FETÖ hâlâ daha devlet içinde varlığını sürdürüyor mu?
Tek bir örnek vereyim size..
Daha iki gün önce Edirne’de bir operasyon yapıldı.. Edirne organizenin başındaki isim Engin Erdoğan gözaltına alındı.. 15 Temmuz sonrası FETÖ soruşturmalarını yöneten isim..
Bunlardan çok var..
MİT’ten tasfiye edilen istihbaratçıların kimleri FETÖ’cü diye memuriyetten attırdığını bilmiyoruz..
Ya da bürokraside yükselmiş FETÖ’cülerin alt kadroda ne tür bir temizlik yaptığını..
Çok açık sorgulamamız lâzım mesela artık Edirne’deki operasyonları..
Bu FETÖ’cü müdür hangi manipülasyonları yaptı?..
Kimleri FETÖ’cü diye suçlayarak saf dışı bıraktı?..
Yerine “vatansever” adı altında hangi örgüt üyelerini kaydırdı?..
Nerede hangi delilleri yok etti?.. Biliyor muyuz?.. Bilmiyoruz..
Edirne bu haldeyse İstanbul nasıldır peki sizce?..
Edirne’deki toplam polis sayısı 1.400..
İstanbul’da ise bu sayı 44 Bin...
Peki 15 Temmuz sonrası bu 44 bin polisten kaçı açığa alındı?..
700 mü? 1.000 mi?
Bu kadar mıydı İstanbul polisindeki FETÖ varlığı?..
Hiç kimseyi tedirgin etmek için yazmıyorum bunları..
Ama tedbiri elden bırakmamak adına toplam tabloyu gözden kaçırmamak lazım..
FETÖ’cüler ne yapabilirler?