Ankara’nın sıcak politik gündeminde iki temel konu var..
Biri 21 Mayıs beklentisi, diğeri kabine revizyonu.. Yani yeni
dönemde hem kabinede hem de MKYK’da kapsamlı bir değişiklik
bekleniyor.. Erdoğan’ın 3 Kasım 2019’a “%100 Erdoğan kadroları”yla
gitmeyi hedeflediği sır değil.. Bakmayın siz; “..E şimdiki
kadrolarda Erdoğan’a bağlılık konusunda sıkıntı mı var?…” diye
soranlara.. Herkes bugünlerde koltuğunu koruma telaşına düşmüş
durumda.. Referandum gününe kadar, oyun planlarını ‘hayır’ üzerine
kuran AK Parti içindeki bazı AKP’lilerin 17 Nisan sabahı; “..İşte
bu milletin Başkanı..” diye yaptığı Erdoğan güzellemelerini elbette
herkes görüyor.. İçlerinde bakanlar da var, milletvekilleri de var
parti yöneticileri de var.. Varlığını Erdoğan’a borçlu olan bu
güruhun, Erdoğan’ın güç kaybetmesi üzerine yaptığı yatırımın
elbette bir bedeli olacak.. Elbette her siyasi partide farklı
görüşler, beklentiler olabilir.. Ayıp da değil, günah da değil..
Asıl ayıp olan aylarca arkadan film çevirdikten sonra,
referandumdan ‘evet’ çıkmasıyla birlikte “..ben aslında başından
beri ‘evet’çiydim ki…” demek.. Bakın bazı AK Parti milletvekilleri
vardı. Biliyorsunuz, 7 Haziran öncesinde; “..Kapı kapı dolaşıp bu
millete başkanlığı anlatacağım..” diye beyanatlar veriyordu
gazetelere.. Bütün bu kampanya sürecinde gözümüz kapılarda kaldı..
Gelen-giden olmadı.. Şimdi o numaracıyla, (misal) aylardır günde 2
saatlik uykuyla Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıp çalınmadık kapı
sıkılmadık el bırakmayan Metin Külünk aynı muameleyi mi
görecek?..
Elbette bir regülasyon olacak ve buna kimse itiraz etmeyecek..
MHP’li bakan olacak mı?
Kabine revizyonuyla ilgili çok şey yazılıyor.. Hiçbirine itibar etmeyin.. Ben doğrusunu arz edeyim size.. Bakanların 1/3’i değişecek.. Bu da demek oluyor ki 7-8 bakan ayrılmış ya da başka görevlere çekilmiş olacak.. Bunlar arasında parti yönetimine kaydırılacak olanlar olabilir, Beştepe’ye çekilecek olanlar olabilir ya da bazıları tamamen sistem dışında kalabilir.. Yerlerine, hem Beştepe’den hem partiden hem de TBMM’den isimler düşünülüyor.. Yani Cumhurbaşkanı başdanışmanı gibi, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü gibi konumlarda olan bazı isimleri doğrudan yürütmenin içinde görebiliriz.. Bu vakte kadar partide önemli işler yapmış olan bazı isimleri ve milletvekili olarak katkı sunmuş başka