Her fırsatta 'erken seçim' talebini gündeme getirdikleri halde hâlâ daha ortak aday konusunda kendi kitlesini tatmin edecek bir açıklama yapamayan 'Millet İttifakı' bileşenleri bambaşka bir oyun kurma derdinde.
Önceki gün BBC'de bir Gelecek Partisi analizi vardı. O analizde Ahmet Davutoğlu'nun, Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında adeta mekik dokuduğu anlatılıyor ve sonuç olarak da yeni bir ittifak modeli üzerinde çalışıldığına vurgu yapılıyordu. Öyle ya. Kılıçdaroğlu, isterse Akşener ile kendisi görüşemez mi? Neden Davutoğlu bu görüşmelere aracılık ediyor ki? Çünkü Akşener de Kılıçdaroğlu da bir numaralı koltuğu hedefleyerek plan yapıyor. Dolayısıyla da burada işler; 'Peki ama adayınız kim?' sorusunda tıkanıp kalıyor. Diğer hiçbir şey gündem olmuyor.
Oysa CHP de İYİ Parti de 'sistem değişikliği' gibi radikal bir teklifle gidiyor 2023'e. Ama öyle kötü bir stratejileri var ki, sokakta tek konuşulan şeyler; 'İmamoğlu'nun önü mü kesiliyor', ' Mansur Yavaş'a ayıp ediliyor', 'Kılıçdaroğlu kendi PR'ını yapıyor', 'CHP'nin evlatlarını dışarda bırakıp ithal aday getirecekler' gibi şeyler... Kimsenin model falan konuştuğu yok. Bu sıkıntının da farkındalar fakat açmaza düşmüşler, tutup çıkaran yok. İşte tam bu noktada siyasi hayatı boyunca yaptığı en iyi iş 'danışmanlık' olan Ahmet Davutoğlu imdada yetişiyor. Evet, Davutoğlu bir siyasi hareketin lideri olarak değil tamamen danışman tavrıyla mekik diplomasisine başlamış durumda.