Suriyeliler’e vatandaşlık tartışması, anlamsız yerlere doğru uzuyor. Bu konuda ortaya konan söylem aralığı,’insanlık’ ile ‘faşizm’ arasındaki geniş koridor kadar..
Önce itirazları sıralayalım bir bir..
Bakalım millet neye isyan ediyormuş..
1) Suriyeliler yüzünden ahırdan bozma odalara ev sahipleri 1.000 TL kira almaya başladı
2) Daha ucuza çalışan Suriyeliyi tercih eden işveren, hakettiğimiz parayı vermemeye başladı.
3) Serserilik yapan Suriyeli gençler yüzünden mahallede huzur kalmadı
4) Suriyeli çocuklar dilencilik yapıyor.
- Fırsatçı ‘Türk’ işveren, ahlaksızca boğaz tokluğuna adam çalıştırsın..
- Fırsatçı ‘Türk’ ev sahibi, köpek bağlasan durmayacak evine ahlâksızca yüksek kira talep etsin..
Ama tüm bunların sorumlusu, evinden yerinden yurdundan kaçıp-göçüp buralarda yaşam savaşı veren Suriyeli olsun..
Az vicdan be kardeşim..
Serserilik yapan Suriyeli gençlere gelince..
Hırsızlık, taciz ve başka şeyler..
Suç suçtur..
Bir ‘Türk’ herhangi bir evden birşey çaldığında ‘Bu Türkler Hırsız’ diyor musun?..
Taciz eden, tecavüz eden bir Türk olduğunda, ‘adam olmaz bu milletten’ mi diyorsun?..
Dilencilere gelince..
O işin iç savaşla bir ilgisi yok..
O profesyonel bir sektör.
Onunla kent yönetimi ve güvenlik birimleri, sahiden adam gibi mücadele edecek.
Gelene ‘vatandaşlık’ bile vermeyi tartışan bir ülkenin, sokakta dilenmeye muhtaç göçmen bırakabileceğine aklınız kesiyor mu?..
Değerli dostlar, kavganın esası Suriyeliler’e ‘vatandaşlık’ verilmesinde değil..
‘seçme-seçilme hakkı’ verilmesinde..
Onlarca yıldır kurgulanmış bir demografik dönüşüm programı vardı..
Recep Tayyip Erdoğan arka arkaya stratejik hamlelerle bu oyun planını bozdu..
‘Suriyeliler’ meselesi de bunun bir parçası..
Naçizane önerimdir..
Bu insanlara hem vatandaşlık hakları verelim..
Hem de Doğu ve güneydoğuda yeniden imar edilen kentlerde toplu konutlara yerleştirelim..
Hakkari’de Mardin’de, Diyarbakır’da, Şırnak’ta ikamet etmelerini sağlayalım.
Böylece itirazların gerçek nedenini görmüş oluruz..
Bakalım o zaman ne diyecekler?