Aslında İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, TGRT yayınında açıkça söyledi; "... Ben o bahsettiğiniz kişiyi adam yerine koyup da ona hitaben cevap vermem... Onun tezlerini masaya getirecekseniz ben bu oturumu terk ederim." Normal şartlar altında bu tartışma aslında orada bitti... Peki o halde, ısrarla bitirmeyen kim?.. Ya da hangi çevreler?..
Değerli dostlar bu içinden geçmekte olduğumuz ithal problemle ilgili yükseltilen itirazlar ve göçmen merkezli oluşturulan kamuoyunun bir servis operasyonu olduğunu yazdık... Daha teşkilatlanması için gereken parayı nereden bulduğunu bile izah edemeyen Ümit Özdağ'ın, kışkırtıcı bir belgesel için bizzat fon temin ettiğini ilan etmesi de bu tezi süratle doğrulayan bir gelişme oldu... Türkiye'de bugün en büyük partilere gidin, AK Parti'ye, CHP'ye gidin, bir kısa film için bütçe isteyin, inanın bana alamazsınız... O kadar kolay değil o işler... Ama Ümit Özdağ tak diye çıkarıp verebilmiş parasını... Zaten Türkiye'de yabancı fonlarla yayınlar yapan Ruşen Çakır'ın internet televizyonuna fon aktardığını bizzat kendi açıklamamış mıydı?.. İyi de emekli profesör maaşıyla bu kadar iş nasıl yapılıyor?.. Belli ki batı merkezli bir kışkırtma operasyonuyla, bir ayaklanma provasıyla karşı karşıyayız...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen kamuoyunu bilgilendirirken, kendi PR'ını yapmaya çalışan karikatür figürlerle yabancı servislerin Türkiye uzantılarına da laf yetiştirecek değil... Bu tip adamların tezleri masaya geldiğinde de, ciddiye alıp onları muhatap kabul edip de konuşmaz... Açık açık söyledi... Bu adam bir merkez tarafından operasyon için görevlendirilmiştir" dedi... Süleyman Soylu'nun sözü bu millet açısından "Devletin duruşudur"... Soylu'nun ağzından çıkan kelimeler, kendi kelimeleri değildir... Orada konuşan Devletimizdir... Ve bu konu tartışmaya kapalıdır...