DENİZ Baykal, önceki gün şunu söyledi:
“Bence, adayın kim olacağını, kendi çabası ve emeğiyle kanıtlaya
kanıtlaya toplumun içinden çıkmasına fırsat vermek en doğru
yöntemdir.”
Tamamen katılıyorum...
Peki o lider kim olacak?
1950’lerin sürpriz “reform” ve “demokrasi” lideri Adnan
Menderes’ti...
Muazzam bir işi başardı.
1960’ların sürpriz “reformcusu” Süleyman Demirel’di...
Ekonomide çok önemli işler başardı ve topluma hoşgörü kültürünü
öğretti.
1970’lerin sürpriz “reformcusu” Bülent Ecevit’ti, büyük sosyal
reformlara imza attı.
1980’lerin sürpriz “reformcusu” Turgut Özal’dı.
Türk ekonomi tarihinin en muazzam zihniyet devrimini yaptı.
Maalesef 1990’larda sürpriz bir liderimiz olmadı ve çok kıymetli
yılları kaybettik.
2000’lerin sürpriz “reformcu” ve demokrat lideri Erdoğan’dı...
İlk 10 yılda muazzam dönüşümlere imza attı.
Yapıcı yıllarıydı... Hoşgörü yıllarıydı.
Maalesef 2010’lu yılların kaderi, 1990’lar gibi oldu...
Kaybettik o yılları...
Şimdi 2020’li yıllara giriyoruz.
Üst üste ikinci 10 yılı da kutuplaşma, yalnızlaşma ve çatışma ile
kaybedersek, bilelim ki uluslararası yarışmalarda çok geri
kalacağız.
Referandum sonucu yeni değil yepyeni bir Türkiye beklentisini
ortaya koydu.
Yani...