RAHMETLİ babam matbaacı Şükrü Özkök, 1963 yılında, Almanya’dan
dönüşte elime Telefunken marka küçük bir radyo verdiğinde,
hayatımın ilk büyük müzik devrimini yaşamıştım.
***
Transistörlü bir radyoydu bu ve elimde mahalleye ilk çıktığım gün,
mahallenin tartışmamız kralı bendim.
Çünkü Çiğli Amerikan radyosunda çalınan Bob Dylan’ın 50 yıldır
harika kalan şarkısı ‘Like A Rolling Stone’u sokakta arkadaşlarımla
o radyodan dinlemiştim.
***
Küçükken başucu kitabım Doğan Kardeş yayınlarından çıkmış ‘Kâşifler
ve İcatlar Ansiklopedisi’ydi...
***
Her yıl American Scientific dergisinin “yılın en önemli buluşları”
kapak konulu dosyasını merakla beklerim.
Bu yılki de geçen hafta geldi.
***
Bu hafta biraz tembellik yapıyorum. Araştırmaya dayalı bir haber
değil yazdığım.
Dergiden özetliyorum.
***
Ama tabii ki kendi senaryom ve kendi üslubumla...
Hepimizin anlayabileceği bir dille...
1-TEMMUZ
ARABANIZIN EGZOZU BİR ELEKTRİK SANTRALI OLABİLİR
GEÇEN temmuz ayında biz darbe ile meşgulken, “Sciences Advances”
dergisinde bir makale yayınlandı.
Yazarlarının adı Wajdi Al Sadat ve Lynden Archer’dı...
Cornell Üniversitesi’nin iki öğretim üyesinin makalesinin başlığı
şöyleydi:
“Karbondikoksidi zapteden elektrokimyasal hücreler için bir
tasarım...”
Size belki hiçbir şey demeyen bu cümle, dünya pil teknolojisinde
yepyeni bir dönemin işaretini veriyordu.
Bunun Türkçede herkesin anlayabileceği tercümesi şuydu:
“Atmosferin dışındaki karbonu emip elektrik enerjisine çeviren
hücreler...”
Yani artık, karbonu yakmak yerine, onu elektriğe çevirecek bir
teknoloji geliyordu.
Bu pilin anotları çok ucuz bir malzeme olan alüminyumdan
yapılacaktı.
Katotları ise karbondan oluşacaktı.
Böylece arabanızın en arabanızın egzozu, elektrik üreten bir
santrala dönüşebilecek.