23 YIL ÖNCE... 14 Mart 1993 günü...
Hürriyet gazetesinin manşeti şu:
“İşte Apo’nun teslim mektubu...”
Öcalan, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakanı Süleyman Demirel’e gönderdiği mektupta, “Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü kabul ettiğini” ilan ediyor.
***
Manşetin yan tarafında “PKK’yı paniğe uğratan nedenler” sayılmış:
- Örgüt, Irak’ta bozguna uğramış,
- Kuzey Irak’ta kontrolü kaybetmiş, m Katılma durmuş, m Suriye artık desteklemekten vazgeçmiş,
- Dünya PKK’yı terk etmiş,
- Örgütün morali sıfıra inmiş...
***
Hürriyet, tıpkı bugünkü gibi, o gün de bütün gücüyle devletinin yanında.
Hemen altta benim yazımın başlığı:
“Son Kürt isyanı bastırılıyor mu...”
***
17 YIL ÖNCE... 5 Şubat 1999 günü memleketin ahval ve şeraiti şöyle:
- Abdullah Öcalan yakalanıp hapse konmuş.
- Türk ordusu, 200’den fazla PKK’lı teröristi öldürmüş, cesetlerini yan yana dizip çektiği fotoğrafları basına dağıtmış, bizler manşetten yayınlamışız.
- Kandil darmadağın edilmiş. Örgüt alandan çekilmiş, savaşacak gücü kalmamış.
***
Bundan tam 17 yıl önce o gün yazdığım yazıda da şöyle demişim:
“Türk ordusu ve öteki güvenlik güçleri, dünyanın en büyük gerilla hareketlerinden birini askeri açıdan ezerek sıfıra indirmiş durumda.”
Sonra şöyle devam etmişim:
“Olayı sadece ‘29’uncu Kürt isyanını bastırdık’ boyutuyla görürsek mesele yok. Sorun çözülmüştür.”
Ama hemen arkasından şunu sormuşum:
“Ya 30’uncu Kürt isyanı?”
***
Dün Cizre’den, hayatın “normale döndüğünü” anlatan ilk fotoğraflar gelirken, bu yazıyı düşündüm.
Devletin resmi ajansı AA, askerle el sıkışan bir bölge vatandaşının memnuniyetini aktarırken, fotoğrafını, yüzünü buzlayarak geçmek zorunda hissetmişti kendini.
***
Hepimiz devletimizin kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerine desteğimizi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.
***
Ama 17 yıl sonra bu yazıyı da 23 yıl önceki o kahredici soruyla bitireceğim..
Sizce “30’uncu Kürt isyanını da bastırdık mı...”