Maç sonrası Fenerbahçe’nin şampiyonluk kupası elden ele dolaşıyor. Ben de alıp fotoğraf çektiriyorum. Eğlence gecesinde Obradovic ile sohbet ediyoruz, “Başkan ile aynı dili konuşmuyoruz. Ama ilk günden beri kalplerimizle konuşuyor, kalbimizle anlaşıyoruz” diyor.
23 Aralık 1959 gecesini, hayatım boyunca hiç unutmadım.
O gece Fenerbahçe, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Fransa’nın Nice takımına 5-1 yenilerek elenmişti.
***
12 yaşımdaydım ve Fenerbahçe’nin Avrupa şampiyonu olacağını hayal ediyordum.
O gece yatağıma girdim...
Yorganı başımın üzerine geçirdim.
Ve sabaha kadar ağladım.
Anneciğim beni teselli etmek için sabaha kadar yanımda oturdu. Ağlaya ağlaya ona hayallerimin yıkılışını anlattım.
***
Önceki akşamki maç bittiğinde 58 yıl önceki o geceyi hatırladım...
Yine ağladım.
Bu defa sevinçtendi ve orada, Fenerbahçe’nin Avrupa Şampiyonluğu kupasını kaldırdığı kürsüde, avazım çıktığı kadar bağırıyordum.
***
Ben şanslı bir çocuğum...
Şanslı bir gazeteciyim.
“Orada olmak” duygusunun ne olduğunu hep yaşayarak tattım.
Size de Türkiye’nin bu güzel gecesinin, göremediğiniz taraflarını anlatacağım.
***
Bir de size, takımın koçu, büyük hoca Obradoviç’in kulağıma fısıldadığı sözleri aktaracağım.
Kaç kere kupa kaldırmış biri...
Ama diyor ki, “En sevindiğim şampiyonluk bu oldu...”