PAZAR günü Güngör Mengi yazmış. Kanat Atkaya da yazmış...
Bir ıstırap yumruğu oturdu ümüğüme...
***
Manzara şu...
Hava sıcak...
Hoca mezarın başında duayı hızla okumuş, sıra şehidin üzerine
toprak atmaya gelmiş.
Lakin görev icabı orada olan zevat, devlet erkânı sıcaktan
bunalmış, mezarın yanından çekilip gölgeye sığınmış.
Zevatın acelesi var... Onların acelesi olunca, hoca da
pürtelaş...
Şehidimizin canını alan kurşun, ata ata bitmemiş...
Üzerine serpilen toprak da ata ata bitmiyor bir türlü...
***
O an hocanın gözü biraz ilerideki kepçeye takılıyor.
Ey duygusuz makine, gel kardeşim, yığ toprağı şehidin
üzerine...
Bitsin telaşlı devlet erkânının çektiği bu zulüm...
***
Terör örgütü PKK’nın, Pervari’de şehit ettiği Piyade Uzman
Çavuşumuz Halit Şıltak’ın cenazesi kepçeyle gömüldü iyi mi...
Aradan günler geçti, bakıyorum ne o mahallede, ne bu mahallede
kimsenin umurunda değil...
Mezar başındaki zevatın yiğidimize yaptığı bu hoyratlığı, bu
sakilliği nasıl duyuracağız Ankara’daki zevata...
Bugün canımızın acıdığı bir başka yerden mi seslenmeliydik...
Şunu mu demeliydik...
Beyler bu muamele bir 15 Temmuz şehidimize yapılsaydı ne
hissederdik...
***
Biraz onu hissedelim işte...
HÜRRİYET’İN ŞEHİTLER KİTABINA YAZDIĞIM O GENCİ HATIRLADIM
HÜRRİYET 15 Temmuz şehitlerinin hayat hikâyelerini kitap haline
getirdi.