GEÇEN yaz, 12 Temmuz günü...
Şeker Bayramı'ndan 5 gün önce...
Bir grup Suriyeli, özel kamyonetlerle Suriye sınırına getiriliyor.
Üzerlerinde, Amerikalıların verdiği üniformalar vardır.
Çevrelerinde, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı'nın elemanları olduğu halde, Suriye sınırını geçip gözden kayboluyorlar.
Ramazan ayının oruçlu günlerinden çıkıp ertesi gün güzel bir bayrama hazırlanan Türkiye'de, sınırdaki bu küçük hareket, kimsenin dikkatini çekmez...
Haber, Esad'ı devirmeye yeminli Ankara'ya ulaştığında, Başbakan Davutoğlu ve çevresi, Suriye'de rejimi düşürecek harekâtın başladığına emindir.
Şam'da Emevi Camisi'nde kılınacak namaz artık çok yakındadır.
Şimdi biraz geriye dönüp, bu olayın başladığı günlere bakalım.
BİZİM İSTİHBARAT İYİ DEĞİL O NEDENLE KENDİM GÖRECEĞİM
Amerika Birleşik Devletleri'nin, biraz da Türkiye'nin desteği ile, "eğit-donat" programını başlattığı günlerdeyiz.
Türkiye'de kurulan bir merkezde hummalı bir faaliyet gözlenmektedir...
Merkezin başında Mike Nagata isimli bir komutan vardır.
Önlerinde 7 bin kişilik bir muhalif Suriyeli listesi bulunmaktadır.
Amerikalı komutan, "Adam seçme operasyonunun başında bizzat kendim bulunacağım" demiştir.
Bunun nedeni de şudur: