'HANIMEFENDİ, içimdeki mikrop sizi şu an yatağa atmak istiyor...'
Bir erkek veya bir köşe yazarı erkek, durup dururken size böyle bir şey demişse eğer...
Lütfen hemen çantanızı başına geçirmeye kalkmayın.
Durun bir dinleyin derdini...
“Ulan karnından mı konuşuyorsun” diye de tersleyip geçmeyin.
Adam gerçekten karnından konuşuyor olabilir.
Üstelik de karnının sesini dinlemenin, en az kalbinin sesini dinlemek kadar önemli olduğunu da yazın bir tarafa.
Niye biliyor musunuz...
Çünkü karnınızdaki (itici olmasın diye bağırsağınızdaki demiyorum) mikroplar, bir kadına veya erkeğe duyduğunuz cinsel arzuyu belirliyormuş.
Vallahi atmıyorum...
Bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey.
Henüz insan üzerinde değil ama “Drosophila melanogaster” adlı sirkesineğinde durum böyle.
Hangi dişiye ve erkeğe gideceğini, karnındaki bakteriler belirliyor.
Memelilerde durum nedir bilmiyorum ama adamın biri karşınıza dikilip “İçimdeki mikrop sizi fena halde yatağa atmak istiyor” derse bilin ki adamın hem kalbi hem libidosu konuşuyor.
Yani adam masum...
Eğer ortada arzulamak diye bir suç varsa, o suç mikropta...
İşte sosyal hayatta bu lüzumsuz itişip kakışmayı önlemek için bugün size karnımızı anlatacağım.
Yemek borumuzu, midemizi ve özellikle bağırsaklarımızı.
Pazar günü diye okumazlık etmeyin.
Çok eğlenceli bir konuya giriyoruz.
Başlıktaki sorunun cevabını çok merek ediyorsunuz değil mi...
Benim, Emin Çölaşan’ın içinde kaç kilo mikrop vardır, yüzde kaçımız mikroptan oluşur merak ediyorsunuz.
Oraya da geleceğim.
Ama önce küçük bir şokla başlayalım.
BİR KÖŞE YAZARI NASIL PIRT YAPAR
HAYDİİİ hemen gazeteyi bıraktınız elinizden.
Köşe yazarı meselesine de geleceğim.
Kaka meselesini açan ben değilim. Tıp doktorası yapan bir kız öğrenci.