MHP'nin iki genel başkan adayı..
Koray Aydın ve Sinan Oğan..
Şu lafım sizlere...
İyi kulak verin...
* * *
Devlet Bey’i eleştirebilirsiniz...
Genel başkanlığa aday da olabilirsiniz..
Ama kendinize “ülkücü” diyorsanız eğer, kafanızda partinin 45
yıllık “davası” varsa...
Ülkücü olmanın raconuna biraz dikkat be kardeşim...
* * *
Devlet Bahçeli 43 gündür hastanede.
Ciddi bir ameliyat geçirmiş, hastaneden çıktığı gün, sanki nazire
yapar gibi, televizyon ekranına çıkıp, o akşam bile hâlâ parti içi
siyaset yapıyorsunuz...
Oldu mu şimdi bu...
* * *
Başkalarını bilmem...
Ben sevmedim bu işi... Hiç sevmedim, kanal değiştirdim, çektim
gittim oradan.
* * *
Ve ne yaptım biliyor musunuz...
Ertesi gün MHP grup toplantısında Devlet Bahçeli’nin konuşmasını
dinledim.
Sizin yaptığınızı ne kadar samimiyetsiz buldum, sevmediysem, onun
konuşmasını da o kadar samimi buldum ve sevdim.
Devlet Bey’in konuşmasında şunları çok sevdim
-Adında Atatürk olan bir hastanede kendisini tedavi eden
doktorlarına teşekküründeki tevazu ve samimiyeti...
-Kendisine mesaj gönderen Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a
teşekküründeki samimiyeti ve sıcaklığı...
-“Hep haklı çıktık ama haklı çıkmak yetmiyor, artık hakkımızı söke
söke alacağız” cümlesindeki kararlılığını ve mücadele azmini...
-Salonda çok sayıda genç insanın da bulunmasını...
FİLM
Bu ülkeden biraz olsun uzaklaşmak istiyorsanız işte size harika bir
fırsat
BİZE muhafazakârlık diye yutturulmaya çalışılan griliğe tepkim
giderek büyüyor. Artık şehirli
ve güzel şeyler istiyorum. Kendime ait güzel kantonlarda yaşamayı
tercih ediyorum.
Gerçeklerden kaçmak mı... Gerçekler bu sığlık, bu vasatlık, bu
hödüklük, bu baskıysa eğer... Öyle diyebilirsiniz... Evet
kaçıyorum. Ve ancak böyle mutlu olabiliyor, böyle yaşayabiliyorum.
İşte o yüzden bugün size, geçen cumartesi akşamı Soho’nun sinema
salonunda, filmin yazarı ve yönetmeni ile oyuncu ve yapımcılarıyla
birlikte seyrettiğim “Dünyanın En Güzel Kokusu” filmini
anlatacağım.
Filmde, Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Nâzım Hikmet’ten şiirler
var.
Ben de Ülkü Tamer’in yüzlerce defa yazdığım, hiç bıkmadığım o
dizesini, bir kelime değiştirerek ekleyeyim. Bu filmdeki kokuyla
ilgili hissiyatım şudur: “İçime çektiğim koku değil, gökyüzüdür...”
Siz de sıkıldıysanız, içinize güzel bir koku çekmek istiyorsanız,
harbiden tavsiye ederim.