ÖZELLİKLE benim gibi “dönekler” çok yerden yere vurdu ilk Boğaz köprüsüne karşı çıkanları...
Solcuların boynuna bir idam fermanı gibi asıldı o günkü
itirazları...
İşte o itirazcılardan biri üç gün önce aramızdan ayrıldı...
Adı Halim Ağaoğlu’ydu...
Hepimizin bildiği Adalet Hanım’ının 64 yıllık eşi...
Benim de tanıdığım, zaman zaman karşılaştığım bir sessiz
insan...
Ölüm ilanını kendi hazırlamış...
“Ben öldüm” diye ilan verdi...
Ama nasıl bir ilan...
Samimiyeti, anlatımının müdanasızlığı, Atatürk’ün annesinin
mezarının bulunduğu camiye bakan bir evde doğması ile övünmesi,
sinemacı babası, avukat annesi ve yazar eşi Adalet Ağaoğlu’yla
gurur duyması...
Erdal İnönü ve Süleyman Demirel’le aynı sınıflarda okumasının onda
bıraktığı duyguları dile getirişindeki naifliği...
Ve yıllardır, “Köprüye bile karşı çıktılar” diye yerden yere
vurulan bir neslin gerekçesini, ölüm ilanına geçirmedeki asaletiyle
beni çok etkiledi.
Bu Türk mühendisinin ölüm ilanında bile bu millete derdini anlatma,
gerekçesini izah etme bilinci beni çok etkiledi...
Ölüm ilanındaki o son sözleri sizin de okumanızı çok arzu
ederim...
Şöyle diyor Türk mühendisi:
“1965-1968 yıllarında Karayolları’nda Genel Müdür muavini iken,
İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nün yapım aşamasında zaman ve hazırlık
eksiklikleri nedeni ile karşı çıktığım için görevimden alındım.
Ancak 1985’te Fatih Sultan Mehmet Köprüsü inşaatının Türk-Japon ve
İtalyan firmalarından oluşan Konsorsiyumun Genel Sekreterliği’ne
atandım.”
Ölüm ilan...