OMZUNDAN hiç indirmediği bir torbası var. İçinde telefonu, güneş gözlüğünün kılıfı ve birkaç kitap...
Akıllı telefonu, onun dünyaya hangi gözlerle baktığını anlatan en
güzel duyu organı haline gelmiş.
* * *
Masada karşıma oturdu ve fotoğrafımı çekmek istediğini söyledi.
Hayatı poz vermek ve poz verdirmekle geçmiş bir insan olduğum
halde, duygularım karıştı.
Objektife nasıl bakmam gerektiğine karar veremedim.
* * *
Onu doğduğu günden beri tanıyordum...
Her gördüğümde nasıl baktıysam öyle bakmaya çalıştım...
Hangi duyguydu beni yönlendiren...
Acı mı, endişe mi...
Kendimi mi düşünüyordum, yoksa onu ve annesini mi...
Onun büyük dayısıydım ama hep annesi gibi bakmaya çalıştım...
Annesini taklit etmeden, tıpkı onun gibi bakabilmeyi...
Sevgiyle yani...
Koruyucu bir sevgiyle...
Bir süre bekledi.
Belli ki, yüzümün belli bir anını bekliyordu...
Bekledi ve tuşa sadece bir kere bastı...
Gördüğünüz bu fotoğraf, işte o beklediği anın görüntüsüdür.
* * *