TUBA Kalçık bu mülakatı yaparak...
Sabah gazetesi de bu sözleri manşete çıkararak çok güzel ve olumlu sonuçlar yaratabilecek bir tartışmayı başlattı...
*
Bülent Ortaçgil, ortalıkta pek görülmeyen, siyasi olarak görüş bildirme konusunda çok cömert olmayan bir sanatçı...
Eminim, bazı kişiler, onun dün Sabah’a verdiği mülakatın başlığını görünce önce “Sen de mi Bülent” diye düşünmüştür.
*
Başlık şöyleydi:
“Yüzde 48 geçmişte yüzde 52’yi yok saymıştı. Bu bir hataydı.”
Bu söz tartışılabilir.
Çünkü 1950’den bugüne geçen sürenin yüzde 75’inden çok kısmında muhafazakâr sağ hükümetler iktidardaydı.
Ama yine de bu ifadeye takılmıyorum.
Çünkü geçmişte yapılan hataları ben de kabul ediyorum.
Ortaçgil’in asıl şu sözlerini çok önemsiyorum.
Diyor ki...
- “Türkiye’de geçmişten itibaren toplumsal kesimler çok fazla birbirine rakip oldu. Farklı görüşteyiz diye senin müziğin ayrı, benimki ayrı, senin sineman ayrı, benimki ayrı. Ama böyle olmaz, bunu kırmamız gerekiyor, uzlaşmak zorundayız. Muhalefetiyle iktidarıyla uzlaşmamız gerekiyor.”
Aynı fikirdeyim...
*
Sorun şu: Nasıl uzlaşacağız?
Onun formülünü de veriyor.
Diyor ki:
- “Sandıktan çıkan sonuca saygı duyulmalı öncelikle. Oy olarak da baktığımız zaman yüzde 52’yi yok mu sayacaksınız? Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş. Muhalefet bunu kabul etmeli.”
Ben de aynı fikirdeyim.
Ama eminim siz de benim gibi şu soruyu soracaksınız:
“Ya muhalefette kalan yüzde 48? Onların durumu ne olacak?”
*
İşte bazılarınızın içindeki o soruyu da şöyle cevaplıyor Ortaçgil:
- “İktidar da muhalefetin istek ve taleplerini göz önünde bulundurursa bu sorun çözülür bence. Eskiden şu anda muhalefette olan yüzde 48, yüzde 52’yi yok saymıştı. Bu bir hataydı. Yüzde 52 oy alanlar, bu hataya düşmez ve yüzde 48’i yok saymayarak hareket ederse sorunlarımızı çözeriz. Siyasette diyaloğun artmasını bu anlamda çok önemli buluyorum.”
*
Benim diyeceğim de şu:
Sabah’taki arkadaşlar bilerek mi yoksa cümlenin sadece birinci bölümünün cazibesine kapılarak mı o başlığı verdiler bilmiyorum ama Türkiye’nin en büyük sorununun çözümü için çok yapıcı bir tartışmayı başlattılar.
Yapılacak tek iş, hiç çekinmeden bir de o cümleyi tersinden yazmak...
“Yüzde 52 yüzde 48’i yok saydı. Bu bir hataydı...”
*
Teşekkürler Bülent Ortaçgil...
FATİH’İN YAZDIKLARINA BAKIN