PERİHAN annemizi Hüdai'sinin yanına bırakıp eve geldik.
Salonda oturuyoruz.
Tanımadığımız bir insan elinde paketle salona giriyor.
***
Son derece nazik bir sesle konuşuyor:
“Ben Merkezefendi Belediye Başkanı’nı temsilen geliyorum. Müsaade ederseniz biraz oturabilir miyim.”
Tabii ki diyoruz.
***
Yarım saat oturduktan sonra yine aynı sıcak ses tonu ve saygılı üslubuyla konuşuyor:
“Eğer sizi rahatsız etmezse, müsaade ederseniz bir dua okuyabilir miyim.”
Tansu cevap veriyor:
“Tabi ki... Çok seviniriz..”
***
Biraz sonra çok güzel bir sesle duayı okumaya başlıyor...
Gözüm tam karşısında oturan CHP Denizli İl Başkanı Teoman Sancar’a takılıyor.
Perihan annemizi kaybettiğimiz andan beri bizi bir dakika yalnız bırakmayan başkan büyük bir huzurla dinliyor.
***
Tanımadığımız misafirimiz, dua bittikten sonra aynı sıcak sesle vedalaşırken, masaya bıraktığı pakete bakıyorum.
Bir kutu un helvası getirmiş.
Kapıda onu geçirirken mahalle camisinden gelen ezan sesini duyuyorum.
Yatsı ezanı okunuyor...