CUMHURİYET mitinglerine katılmadım.
Gezi’de Taksim’e hiç gitmedim.
* * *
15 Temmuz’dan sonra kurulan “Demokrasi kürsüleri”ne çıkmadım.
* * *
1980’li yıllardan beri “bir tarafa” ait kitle hareketlerinden uzak durdum.
Ben aşırı motive olmuş kitlelerden korkarım, ürkerim.
* * *
Yenikapı’da yapılan mitinge, ülkemin yeni bir kapıdan girişi olarak gördüğüm için gittim.
Yeni bir kapıdan geleceğe girmek, geride kalan günlere ise kapıyı kapatmak umudunu taşıyordum.
* * *
Dünkü mitingde “tek bayrak” idealini gerçekleştirdik.
Bakalım “tek milleti" de gerçekleştirebilecek miyiz...
* * *
Dün, birbirimizin gırtlağına sarıldığımız 14 Temmuz gününe bir daha dönmemek için oradaydım.
* * *
Düş kırıklığına uğramamak için Allah’a dua ediyorum.
O GEMİDE
SANATÇI GEMİSİNDE ÖNCE TEKBİR SONRA ONUNCU YIL MARŞI
EMİNİM bu mitingden herkesin farklı bir beklentisi vardı.
Benimki şöyleydi:
“İnşallah ağır, kasvetli bir siyasi miting değil, keyifli, eğlenceli bir piknik olur...”
O nedenle mitinge aralarında Kanal D, Doğan Müzik’in de bulunduğu müzik şirketlerinin kiraladığı ve çok sayıda sanatçının katıldığı tekneyle gittim.
Four Seasons Otel’de buluştuk.
Önceden hepimizin vatandaşlık numaraları istendi.
Sıkı bir kontrolden geçtik.
Tekne Nuh’un Gemisi gibiydi.
“Tekbir” diye haykıran sanatçılar da vardı, Onuncu Yıl Marşı da çalındı. Tam Yenikapı’ya yaklaşırken katılan bütün sanatçılarla birlikte çektirdiğimiz bir poz var ki, sanıyorum bu ülkede bir daha hiçbir ortak duygu bu sanatçıları bir araya getiremez.
Bu fotoğrafı saklayın. Tarihi bir poz çünkü.