Soru da şu: “Patron kim?”
Aslında soruda iki kelime eksik, onu da birazdan tamamlayacağım…
Ama önce başlıktaki cümleye döneyim…
Bu soruyu, her hafta, en az bir sabah kahvemin “mütemmim cüzü” haline getirdiğim Chopin’in “Nokturnler’ini çalan Fazıl Say’a sormuyorum
Çünkü onunla hiçbir meselem yok…
O Fazıl Say’ı, son defa “Das Das” kültür merkezininde verdiği konserde gördüm.
Seyircilerin tam ortasına kurulmuş piyanosunun başında harika parçalar çalıyor, her parçanın arasında durup yumuşacık bir tonla ve çok güzel ifadelerle bize o müzik hakkında bilgiler veriyordu.
O gün, gençliğimde Danny Kaye’in Pazar günleri televizyonda çocuklara yönelik anlatımlı klasik müzik programlarını hatırlamıştım.
İşte o Fazıl Say’la hiç meselem yok.
Ama bir de “Vatandaş Fazıl” var…
Yani benim gibi “1 oyu” olan Fazıl Say…
Onu da son defa Alaçatı’da Stay Otelde yakın çevresine verdiği yemekte gördüm.
Eşi Ece Dağıstan’la harika bir ev sahipliği yapmıştı.
Stay Otelin, Amerikan filmlerinde gördüğümüz okul otobüslerinden birinden alıp düzenlediği araçla dolaşmış, harika fotoğraflar çektirmiştik.