BEN aslında iyi bir çocuktum...
Her şey 1964 yılında rahmetli babamın bir akşam ağlayarak eve gelişiyle başladı...
* * *
İzmir Şadırvan Camisi’nin kenarındaki kahvede tavla arkadaşlarından biri, saçlarımı uzattığı için babama şunu söylemiş:“Şükrü abi senin oğlan galiba ib.. olmuş...”Ağlayarak evime gelen babama “ib..” olmadığımı söyledim arkasından da şunu ekledim:“Babacığım ne arkadaşların seni üzsün, ne de ben benliğimden vazgeçeyim. Üniversiteyi İzmir’de okumak istiyordum, vazgeçtim.”Her şey işte bu cümleyle başladı...
* * *
Eğer... Babamın arkadaşı bana “ib..” demeseydi, İzmir’de kalacak...Teknik Üniversite’nin imtihanlarına girmek için İstanbul’a gitmeyecektim...
* * *
Eğer... İstanbul’da kızlı-erkekli harika bir arkadaş grubuna takılmayıp, üniversiteye hazırlık kurslarına devam etseydim, bir ihtimal kazanıp İstanbul’da kalacaktım...Ama hayat ağır bastı, İTÜ imtihanını kazanamadım...
* * *
Eğer... İTÜ’yü kazansaydım, üniversite sınavında kazandığım Ankara Üniversitesi’ne gitmeyecektim...
* * *
Eğer... Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüsekokulu’nu kazanıp Ankara’da kalmasaydım, Kızılay’da yürürken İzmir Namık Kemal Lisesi’nden bir arkadaşıma rastlayıp, onların Bülten Sokak’taki evinde yaşamaya başlamayacaktım.