MUSTAFA Ceceli ve avukatları acaba yaptıkları işin ne anlama geldiğinin bilincinde mi...
Ama önce şunu söyleyeyim.
Kim aldıysa, eşinin ilişkisini videoya almak kepazelik...
Bunu delil olarak adliyeye sunmak ise hangi duyguyu taşıyorsa
taşısın, hangi gerekçe ile olursa olsun, bir insana yakışacak
hareket değil...
Basına sızdırmak ise en büyük kepazelik...
Ama sadece kepazelik mi... Sadece ayıp bir şey mi...
Hayır aynı zamanda suç. Hem de ağır bir suç.
Bu bana, 2006 yılındaki Gamze Özçelik olayını hatırlattı.
Eski bir sporcu, bir otel odasında Gamze Özçelik’i videoya
çekmişti.
Sonra da bunu oraya buraya sızdırmıştı...
Unutanlara o olayı hatırlatayım...
Bu olay mahkemeye gitti...
Özçelik’i kendinden geçmiş halde videoya çeken şahıs önce 5 yıl
hapis cezası aldı.
Yargıtay bozdu...
Bu defa 7 yıl verdiler...
Yargıtay, genç kadının psikolojisi bozuldu gerekçesiyle yine bozdu
ve bu defa 8 yıl 9 ay ceza verildi ve bu ceza onandı...
Şimdi söyleyin Mustafa Ceceli’nin yaptığının bundan farkı ne...
Acaba o kasedi sızdırırken işlediği suçun farkında mıydı...
HANİ GÜNAHINI BOYNUNA ONU KOYNUNA ALACAKTIN
MUSTAFA Ceceli kardeşim...
Neydi o güzelim “Limon Çiçekleri” şarkısının sözleri...
Hadi gel birlikte söyleyelim:
“Günahını boynuma, seni koynuma alsam...”
Kimin için diyordun o günlerde bu sözleri...
Oldu mu şimdi yaptığın bu kepazelik...
Üstelik ne diyordun aynı şarkıda iki cümle sonra:
“Ya Rabbi duy duyur sesimi
Anlamıyor kimsesizliğimi
Ya Rabbi yetiş... Ya Rabbi...
Ya Rabbi duy duyur sesimi...
Anlamıyor çaresizliğim...