GEÇEN pazar günü Paris...
Sokağının kapısı, büyük olmayan bir avluya açılıyor.
Avluyu geçip, birkaç basamak çıkıyoruz ve dar bir kapıdan atölyeye giriyoruz.
Burası Dice Kayek’in arka odası...
İki harika Türk kadını, Ayşe ve Ece Ege burada
çalışıyor...
Desenler burada hazırlanıyor, kesimler, dikimler burada
yapılıyor.
Defileye 24 saat kalmış ve büyük bir telaş var.
Bazı elbiseler henüz kesilmemiş...
Ece 48 saattir uykusuz... Atölyeye getirtilmiş suşiyi yerken bir
yandan da prova yapan mankenlere bakıyor.
Altı aydır büyük bir faaliyet var. Ve her şey, ertesi gün yapılacak 8 dakikalık bir defile için...
O 8 dakika içinde ya kendinizi dünyaya beğendireceksiniz ya da bütün bu çaba boşa gidecek...
* * *
Bursa’da bir apartman dairesinden çıkmış iki Türk kadını, dünyada rekabetin en acımasız olduğu moda sektöründe, Paris gibi bir şehirde, Dior’larla, Versace’lerle, Chanel’lerle rekabet podyumuna çıkıyor.
* * *
Size ‘haute couture’ün bu acımasız dünyasını, yeni ihtiras podyumunun hikâyesini anlatmak istiyorum.