HADİ gelin bizi tek millet haline getiren, en kavgalı günlerimizde bizi tek vicdan haline getiren, el ele tutuşturan 5 kahraman hayvanımızı bir kere daha analım.
BALİNA AYDIN / DURUP DURURKEN GÜLMENİN
KİTABINI YAZAN BALİNAMIZ
YENİ bir yıla girmiştik, neşelenmek için pek nedenimiz yoktu.
Onu ilk defa, 25 Ocak 1992’de Sinop sahilinde gördük...
Bir görüşte sevmek varsa oydu işte...
Kimi de yunus demişti...
Ama biz, çocuklarını Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Balina ile
Mandalina” kitabı ile büyütmüş bir nesildik.
Millet olarak anında adını koyduk.
Beyaz Balina Aydın...
Suya her dalıştan sonra muzip bir gülümseme ile yukarıya çıkan
şahane balığımızdı bizim...
Çocuklarımız çok sevdi, çok sevindi...
Sonra Ukraynalılar gelip hoyratça bir gemiye yükleyip
götürdüklerinde çok üzüldük.
Hâlâ arada sırada “Beyaz Balina Aydın döndü” haberleri okursanız
bilin ki dönsün isteriz de ondandır.
O bize durup dururken gülmeyi, her dibe düşüşten sonra muzip bir
gülücükle geri gelmeyi öğretti.
BADEM / TERBİYE EDİLECEK YANIMIZI GÖSTEREN
YARALI FOKUMUZ
2006 yılıydı...
Küçücük bir Akdeniz fokuydu...
Önce küçücük bir haber oldu...
Yaralanmıştı, kan revan içindeydi.
Öyle sempatikti ki... Çaresizliği öylesine etkili bir bakış haline
getirmişti ki...
Birden çok sevdik onu...
Birden seferberlik ruhu oluştu...
Kuzey ülkelerinden...