“Öyleyse Adnan Menderes’i niye astırdınız...”
Yani Adnan Menderes’i ben astırmışım iyi mi...
Geçen pazar yazdım ya “Menderes zamanında İstanbul’da yılbaşı böyle
güzel kutlanıyordu” diye...
Süleyman Özışık benim geçmiş yazılarıma bakmış...
Ben bir kere bile Adnan Menderes’i savunan bir yazı yazmamışım.
Bak kardeşim.
Bin kere yazdım.
Televizyonlarda yüz kere söyledim.
Kardeşim ben Demokrat Partili bir ailede doğdum.
Adnan Menderes’in idam edildiği gece evimizde sabaha kadar Kuran
okundu.
Türkiye’deki bütün kötülüklerin 27 Mayıs darbesiyle başladığını kim
bilir kaç kere yazdım.
Ama sen suyun başındaki kurt misali beni yemeyi kafaya
koymuşsun...
Eh ne yapalım... Ye bari...
NAGEHANCIĞIM ZATEN BEN DE BUNU YAZDIM
NAGEHAN Alçı da diyor ki: “Adnan Menderes ve Demokrat Parti AKP’den
çok farklıydı...”
Onlar laikti...
İyi de seçim afişlerinde AKP kullanmadı mı Menderes ve Özal’ın
fotoğraflarını...
Demokrat Parti tek partiye karşı kurulmuş muhafazakâr bir
partiydi...
Evet AKP’den daha liberaldi...
Daha laikti... Zaten ben de onu anlatmaya çalıştım...
ALÇI ÜZERİNE GÜNÜN ESPRİLERİ
Evdeki yeni yavru kedinin fotoğrafını çekmek isterken ayağımın
kırıldığını yazınca eski başyazarımız Oktay Ekşi’den şu mesajı
aldım:
“Ertuğrul artık yavrularla oynama yaşın geçti...”
Ayağımdaki alçının üzerindeki imzaları gören Fatih Çekirge’den
gelen mesaj şu:
“Abi mutlaka ıslak imza iste...”
Hürriyet yazarı Yonca Tokbaş: “Sen şeytanın bacağını kıran adamdın,
kendi bacağını kırmak...