''KANLA irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet'i..."
Kara Harp Okulu marşının ilk bölümündeki bu cümle hepimizin hafızasında kazınmıştır.
Evet biz bu Cumhuriyet’i kanla ve irfanla kurduk...
Önceki gece hafızalarımıza tarihimizin ikinci cümlesi
yazıldı:
“Kanla, irfanla koruduk biz bu demokrasiyi...”
Yaşadığımız gece “cumhuriyet” ve “demokrasi” kelimelerinin birbiriyle birleşmesidir.
Türk hafızası, bir milletin marşının eksik mısralarını tamamladı.
Cumhuriyet için bedel ödemiştik...
Demokrasi için de ödendi...
Önümüzdeki soru şudur:
Bir karanlık gecenin sabahına mı çıktık...
Yoksa alacakaranlığına mı...
Bu karanlık gece bizi 50 yıl önceye mi götürdü...
Yoksa 50 yıl sonraya mı...
Hep birlikte 50 yıl sonraya götüreceğiz...
Kanla kurmuştuk bu Cumhuriyet’i...
Kanla savunduk bu demokrasiyi...
Barış ve irfanla kuracağız geleceği...
DARBELERİN SEMBOLÜ TANK DEMOKRASİNİN ALTINDA KALDI
BİR zamanlar Rusya’da darbe girişiminde Yeltsin tankın üzerine
çıktığı zaman hepimizin içinden geçmemiş miydi...
Niye bizde böyle bir şey olmuyor...
Oldu işte...
Hem de halk çıktı tankın üzerine...
Bir zamanlar darbelerin sembolü olan tank, bu defa demokrasinin altında kaldı...
Tankların üzerindeki halk fotoğrafı, Türkiye’de darbeler döneminin artık açılmamak üzere kapandığını anlatan en güçlü tablodur.
TORUNLARIM DARBE GÖRMEZ DEMİŞTİM, GİRİŞİMİNİ GÖRDÜLER
HAYATIM boyunca 2 askeri darbe ve ara rejimler gördüm.
Kızım bir darbe gördü.
“Artık torunlarım görmez” diyordum...
Darbe girişimini gördüler.
Ama gördükleri asıl şey farklıydı.
Ben hep seçimle gelmiş sivil rejimleri deviren darbeler gördüm.
Onlar benden şanslı...
Yenilmiş bir darbe girişimine tanık oldular.
Yani onların nesli, ilk darbe girişiminden alınlarının akıyla
çıktı.