1946 yılının Ekim ayında bir akşamüzeri... Olga işyerinden ayrılmak üzere paltosunu giyiyordu. O sırada Moskova’da ince bir kar başlamıştı. Genç kadın tam kapıdan çıkarken bir başka kadın arkadaşı ile karşılaştı.
Kadın arkadaşı yanındaki erkeğe dönerek, “Boris Leonidoviç sana en büyük hayranlarından birini tanıştırayım” diyerek Olga’yı işaret etti.
Lara: Kayıp bir sevgilinin hikâyesiOlga İvinskaya dönemin Novy Mir dergisinde editör olarak çalışan bir yazardı. Dergi, Stalin döneminde rejimin emrindeki Sovyet Yazarlar Birliği’nin resmi edebiyat dergisiydi ve onlarca milyon basılıyordu.
Arkadaşının tanıştırdığı kişi Boris Pasternak’tı... Dönemin, milyonlarca insanı kendine âşık eden en büyük şairiydi. Ona âşık kadınlardan biri de Olga’ydı.
Büyük bir hayranlık ve şaşkınlıkla elini uzattı. Boris elini nazikçe öptü ve sordu:
“Sizde hangi kitaplarım var?”
Genç kadın “Sadece biri var” dedi. Boris, “Öyleyse ötekileri de gönderirim” diye karşılık verdi.
Bütün dünyada milyonlarca insanı hayran bırakacak Doktor Jivago romanının efsane kadın kahramanı Lara işte o an doğmuştu.
O gün 56 yaşındaydı ve genç kadınla arasında 20 yaş fark vardı.
Peredelkino’daki evde yazılacak olan Doktor Jivago romanı ikinci kahramanını bulmuştu. Birincisi, yani Yuri, kendisi olacak, Lara’ya ruhunu ise Olga verecekti.
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Lara: Kayıp bir sevgilinin hikâyesiKIZMA ANNE BU GECE TANRI’YLA BERABERİM
ROMANDA Doktor Jivago, Lara ile ikinci bölümde tanışıyordu. O unutulmaz sahnede Yuri onun için “Sanki başka dünyadan gelmiş bir kız” diyordu.
Olga ise ilk bakışta o kadar cazip bir kadın değildi. Daha önce evlenip ayrıldığı kocasından olan kızı İrina annesinin görünüşü için “Yorgun bir güzellik” diyordu. “Romandaki Lara gibi kendinden emin, muzaffer bir kadından çok hezimete uğramış bir hüznü anlatıyordu yüzü... ”