“Mevlam ona öyle bir dert ver ki bizi unutsun...”
Melih Gökçek, bu sözleri kasırga felaketini yaşayan Miami halkı ile
dalga geçmek için söylemişti.
Ben ne demiştim?
“Batsın senin bu Twitter’lı belagat şehvetin” demiştim...
Bu ne biçim laftır...
Arkasından da şunu eklemiştim...
“Yoksa ben de senin gibi yapıp ‘Mevlam, bütün Türk milletinin
üzerine bu utancı saran adama öyle bir dert ver ki, bu batasıca
tweet’leri bir daha atamasın’ mı desem...”
Acaba benim ahım mı tuttu diye düşündüm...
Yok yok, kasırga kurbanı Miami halkının ahı tuttu...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun için öyle bir laf etti ki...
Vallahi bu bedduadan beter...
İstifa mı ettirilecek? Görevden mi alınacak?
“Melih Bey için bugün böyle bir şey yok, ama yarın olmayacağı
anlamına gelmez...”
Hani Demokles’in kılıcı var ya...
Ondan keskin...
Tam Hattori Hanzo kılıcı...
Yani Mevlam ona öyle bir dert verdi ki...
Kalk altından kalkabilirsen...
Kaldır başını kaldırabilirsen...
BEN PHOTOSHOP DEDİM GALİBA BAZILARI İÇİN FOTOŞOK
OLDU
FRANSA’nın özellikle moda reklamlarında photoshop kullanılıyorsa
bunun mutlaka ilanda belirtilmesi zorunluluğunu getirmesi, dünün en
renkli konusuydu.
Dün bir teklifte bulundum.
Gazeteler ve gazeteciler fotoğraflarda “photoshop” kullanıyorsa
utanmasın, bunu ilan etsin dedim.
Ben “photoshop” dedim...
Ama galiba bazıları için tam anlamıyla “fotoşok” oldu...
Nasıl ki fotomontaj yapıldığında belirtiliyorsa, bunu da belirtmek
normal değil mi...
Hepimiz sokağa çıkıyoruz, insanlar bizi görüyor....