MUHAFAZAKÂR kesimin önde gelen yazarlarından Fatma
Barbarosoğlu'nun yeni çıkan, "Hayat Teselli Olmaktır" adlı
kitabında şu cümleyi okuyunca karar verdim:
“Yazmadan yaşayabilirim. Ama düşünmeden, bir şeyleri yerlerine
yerleştirmeden rahat edemiyorum.”
Fehmi Koru’yu arayıp sohbet etmeliyim.
* * *
Hayatını her gün yazı yazarak, insanlarla konuşarak geçiren bir
insan, genç sayılabilecek bir yaşta bunları yapamaz hale
getirilirse, ne yapar, ne düşünür?
Bu dönemde herkesin zihni hazırlık yapması gereken bir
hal bu...
* * *
“Dinleniyorum. Epeyce yorulmuşuz” dedi.
Üç-beş gün, bir ay, üç ay...
Peki dinlenme bittiğinde ne oluyor?
“Ailemi epey ihmal etmişim. Onlarla beraber oluyorum. Eşimle gitmek
isteğimiz yerler vardı. Şimdi oralara gidiyoruz.”
Mesela neresi...
“Kosova’yı istiyorduk, oraya gideceğiz. Bir de eşim Atina’ya
gitmeyi çok arzuluyordu. Onu da yapacağız.”
* * *
Bu arada ilginç bir çalışmanın da işaretini veriyor.
“Geçmiş döneme ait yazıları, yaşadıklarımı topluyorum.”
Acaba bir dönem kitabı mı geliyor diye düşündüm...
* * *
Fehmi Koru, Türk basınının önemli renklerinden biri.
Eminim, uzun süre kenarda oturmayacak.
Oturmamalı...
Bir bölümü iyice pespayeleşen, beter bir şekilde trolleşen
muhafazakâr medyanın, onun kalitesine çok ihtiyacı var.