PARMAKLARINDAKİ o ay-yıldız dövmesini ilk defa o şarkının
kapağında görmüştüm.
Şarkının adı “Ben Ölmeden Önce”ydi.
Şöyle diyordu:
“Ben ölmeden önce bir sürü dostum vardı
Ben ölmeden önce bir sürü düşüm vardı
Ben ölmeden önce bir sürü aşkım oldu
Ben ölmeden önce bir sürü hatam oldu
Her şeye rağmen pişman değilim.”
*
Bir hayat bilançosuydu...
Tıpkı benimki gibi, seninki gibi bir bilanço işte...
Normal bir insan bilançosu...
*
Önceki gece yarısı uçaktan indiğimde Harun Kolçak’ın öldüğü haberini aldım.
O şarkıyı hatırladım.
Bir de 1991 yılını...
“Gir Kanıma” şarkısının çıktığı yıldı...
Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olmamın üzerinden bir yıl bile geçmemişti...
*
Harun Kolçak “Gir Kanıma” şarkısı ile o yıl çıktı geldi...
O şarkı, Türk pop müziğinin Rönesans’ının ilk şarkılarındandı...
*
Burak Kut, Tarkan, Mustafa Sandal, Kenan Doğulu...
Yıldız Tilbe...
Hepsi birbirinin ardından geldi...
Milyonluk kaset satışlarının öncü çocuklarıydı onlar...
Gazetecilik kariyerimde yakaladığım ilk toplumsal olaydı bu...
*
“Ülkenin en büyük gazetesinin genel yayın yönetmeni pop müzik yazar mı” diye eleştiriyorlardı beni...
Ben de “Milyonlarca kaset satan bu çocukları görmeyeceğim de üç-beş kişinin trolleşmiş duygusunu tatmin eden müptezel siyasi nutukları mı yazacağım”diyordum...