O günü hatırlıyorum.
2 Mayıs 1999 günü...
Hürriyet
Türkiye’nin utanç gecelerinden biriydi.
***
Benim de utanç gecemdi...
Meclis’e başörtüsüyle giren bir kadın milletvekili, neredeyse sille
tokat dışarı çıkarılmış ve biz laikler de sesimizi çıkarmamış,
hatta kadın milletvekilini eleştirmiştik.
***
O gece orada o kadının arkasında Refah Partisi’nin erkek
milletvekilleri bile durmamıştı.
***
Sadece bir kadın milletvekili vardı onu destekleyen...
Ve o da başı açık bir milletvekiliydi.
Nazlı Ilıcak’tı o...
***
Milletvekilliğini kaybetme pahasına yanında durmuştu Merve
Kavakçı’nın...
***
- O Nazlı Ilıcak ki, 27 Mayıs’ta askeri darbeye karşı
savaşmış...
- 12 Eylül’de askeri darbeye karşı savaşmış...
- 28 Şubat’taki haksızlıklara karşı durmuş kadındı.
- Bir dönemin utanç belgesi olan ‘Andıç’ olayını ortaya çıkaran
kadındı.
Beklerdim ki, bu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı
olsun...
Merve Kavakçı artık tıpkı Ergenekon kumpasındaki gibi cezaya
dönüşmeye başlamış tutukluğunda onu ziyaret etsin, küçük bir
“Geçmiş olsun” desin....
***
Yok, sadece küçücük bir “Keşke” yazısıyla geçiştirdi.
“Keşke Nazlı abla FETÖ’cü olmasaydı...” cümlesine sığdırılmış bir
geçiştirme...
***
Nazlı Ilıcak hakkında henüz düzenlenmiş bir iddianame bile
yok...
Ama o, Meclis’teki tek yoldaşını şimdiden mahkûm etmiş, cezasını
bile vermiş.
***
Oysa, siyaset geçici bir şey...