KIVIRTMADAN cevap vereceğim...
Ama müsaade edin önce içimi bir dökeyim.
* * *
Hürriyet'i 20 yıl yönettim...
Yirmi yıl boyunca, terörde hayatını kaybetmiş bir genel yayın
yönetmeninin, rahmetli Çetin Emeç'in koltuğunda oturdum.
* * *
Bir hafta arayla iki bombalı suikasttan şans eseri
kurtulduk.
Mafya tehditleri aldık.
DHKP-C'nin, PKK'nın ölüm listelerinde, hep en mutena yerler bize
ayrıldı.
Binamızın kaç kere kurşunlandığını ise inanın bilmiyorum.
Çoktu... Hem de pek çok...
* * *
Patronum Aydın Doğan, medyaya yönelik terörün ne olduğunu benden
de iyi bilir...
Teröristlerce öldürülmüş bir genel yayın yönetmeninin, rahmetli
Abdi İpekçi'nin yaşadığı binada yaşamıştır yıllarca.
Bir seçim gecesi, yazıişleri bölümünde otururken kurşunlanmıştır
Milliyet binası...
* * *
Mafya basmıştır gazetesinin binasını... Elde sopa çalışanlarına girişmiştir.
* * *
Devletin terörünü de görmüştür, tatmıştır Aydın Bey...
Askeri ara rejim döneminde gazetesi kapatılmış...
Sivil ara rejim döneminde ise devlet terörünün en acımasız
saldırısına uğramıştır.
Maliye terörüne...
Kalleşçe vurulmuştur. Alnının teriyle kazandığı serveti resmen gasp
edilmiştir...
* * *
Diyeceğim arkadaş...
Patronum Aydın Doğan...
Ve ben...
Bu ülkede bir gazetecinin, bir gazetenin başına gelebilecek her
türlü terörü yaşamış, görmüş, tanık olmuşuzdur...
* * *
Yani, medyaya yönelik terörün ne olduğunu, bu sektöre sonradan gelenlerden çok daha iyi biliriz.
Değmeyen kurşun bu kadar can yakıyorsa
DÜN Star grubu gazetelerine bakıyorum...
Bir kahramanlık menkıbesi yazılmış adeta...
Bütün gazetelerinin birinci sayfalarının neredeyse tamamı,
otomobile yapılan saldırıya ayrılmış...
Sekiz şehidin tabutları ise altta üç-beş sütuna
sıkıştırılmış...
Demek ki kurşun dediğimiz şey, değmediği yeri bile
yakıyormuş...
Anadolu'nun dört bir yerindeki anneleri, babaları, kardeşleri
yavukluları şimdi çok daha iyi anlıyorum...
Hiç değmeyen kurşun, Star gazetelerini bu kadar yakmışsa...
Kalaşnikof kurşunlarının, roketatarların değdiği tabutların başında
ağıt yakan o insanların kim bilir hangi gönüllerinde ne yangınlar
çıkarmıştır...