O güzel lafı bile çok görmüşlerdi bize...
“Türküm doğruyum” demenin faşistlik...
“Türk övün, çalış, güven” demenin ırkçılık olduğuna bile inandırmışlardı bizi...
“Ne mutlu Türküm diyene” demek haram edilmişti dilimize...
Dün, Avrupa ile Asya’yı demiryolu ile suyun altından bağlamıştık...
Bugün, lastik tekerlekle geçiyoruz aynı Boğaz’ın altından...
Önceki gün, Körfez’in bir ucunu ötekine bağlamış, İstanbul-İzmir arasını 4 saate indirmiştik...
Yarın, üçüncü havalimanımız, Avrupa’nın yıldızı olarak yükselecek...
Öbür gün Çanakkale Boğazı’nı geçeceğiz inşallah...
Arkadaş bağır, haykır, “Türküm, doğruyum” diye hançereni patlat...
“Nu mutlu Türküm diyene” lafından utanma artık...
Türk gibi ol...
“Övün, çalış, güven...”
Ama şunu sormayı da ihmal etme sakın...
“Arkadaş... Ne oldu bize...” Neler oldu...
“Kim soktu bu nifakı aramıza...”
“Kim, hangi hain el sapladı bu bıçağı yüreğimize...”
“Kim, hangi iblis açtı bu kan davasını aramızda...”
Dün, bir Türk bayrağı seli altında Avrasya tünelini açtık...
Hayırlı olsun...
Hepimize hayırlı olsun...
Kararı alanlara, yapanlara, emek verenlere, bitirenlere binlerce selam olsun...
O tünelden hepimiz geçeceğiz...
Bak... İstanbul’da katledilen polisimiz, Kayseri’de katledilen askerimizin arkasında tek yürek olmayı öğrendik.
Bugün tasada birleşmeyi yeniden becerebilen yüreklerimiz, elbet bir gün sevinçte de birleşmeyi öğrenecek...
Aramızdaki o gönül tünellerini de açacağız inşallah...