267 gün sonra mahkeme önüne çıktılar.
Dün Cumhuriyet gazetesi mensuplarının savunmalarını
okuyorum.
Mesela Kadri Gürsel’inkini...
*
- Demişler ki: 112 FETÖ’cü ile iletişim teması var.
İletişim teması falan yok.
Bunların 85’i kendisine gönderilen tek taraflı SMS, 17’si de tek taraflı arama.
Bu SMS’lere ve 17 aramaya cevap vermemiş.
*
- Demişler ki: Ama konuştukları kişiler arasında ByLock kullanan var.
Bu şahıslardan sadece 8’i ile karşılıklı teması olmuş.
Bunların da sadece 5’inde ByLock var.
*
Arkadaş, bu insan gazeteci... Hepimizi her gün bir sürü insan arıyor.
O günlerde ne ByLock biliniyor, ne de arayan kişilerin FETÖ örgütü üyesi olduklarına dair bir bilgi var.
*
Adamlar aramış, o da gazeteci olarak telefonunu açmış.
Yani bu iddianameyi yazan savcının bile başına gelebilecek şeyler bunlar.
*
- Demişler ki: Cumhuriyet’le ilgili kararlarda imza yetkin var.
Katiyen yalan...
İmza sirkülerini gösteriyor... Öyle bir şey yok.
*
- Demişler ki: Vakfın başkan yardımcısısın...
Hayır değil...
*
- Demişler ki: Cumhuriyet’in yayın politikası son 3 yılda FETÖ çizgisine göre değişti. Sen de yayın danışmanısın, sen de suçlusun.
Yahu adam yayın danışmanlığına geleli sadece 34 gün olmuş.
*
Evet neresinden tutarsanız elinizde kalan bir iddianame...
Diyorum ya içinde “Adeta FETÖ örgütü üyesi gibi davranmak” şeklinde dünya hukuk literatürüne geçecek bir tuhaflık bile var.