BİR Türk olarak, “gurur” ve “mutluluğu” birlikte taşıdığım anlar vardır.
O anlarda orada bulunduğum için kendimi şanslı hissederim.
Mesela öyle anlardan biri Aziz Sancar hocanın Nobel aldığı gün,
Türkiye’nin bir numaralı bilim gazetecisi Orhan Bursalı ile
birlikte o salonda olmaktı...
Dün de öyle anlarımdan birini yaşadım.
Berlin’de büyük bir Türk bilim insanına verilen çok büyük bir ödül
törenindeydim.
Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Araştırma Merkezi Başkanı Prof.
Gökhan Hotamışlıgil’e dünyanın en büyük diyabet araştırma ödülü
olan EASD-Novo Nordisk ödülü verildi.
Bu ödül için bazıları Nobel’e giden yoldaki en önemli ödül diyor.
Belki şu ayrıntılar da size fikir verebilir.
Novo Nordisk Vakfı’nın ödülünü düzenleyen komitenin başkanı, aynı
zamanda Nobel Ödül Komitesi’nde de yer alıyor.
Nasıl Nobel ödülünün arkasında TNT denilen patlayıcı maddeyi bulan
Nobel varsa, bu ödülün arkasında da dünyaca ünlü insülin
laboratuvarı olan Nordisk’i kuran Marie ve August Krogh adlı
Danimarkalı iki bilim insanı var.
Parasal ödülü de aşağı yukarı Nobel’inki kadar yüksek. Yani 1
milyon dolara yakın bir ödül...
Ödül töreni, diyabet alanında çalışan 25 bine yakın uzmanın
katıldığı konferans sırasında devasa bir salonda yapıldı.
Törende Hotamışlıgil, yaptıkları işi anlatan çok ilginç bilimsel
bir konuşma yaptı.
Sonunda da bir hücrenin içinden görüntüledikleri öyle bir şeyi
gösterdi ki hepimiz hayretler içinde seyrettik.
Ama beni en az onun kadar et...