İlk 45 dakika uyuyan Fenerbahçe’yi anlamak pek mümkün değil. Ta ki Aykut Kocaman’ın kenara çektiği Valbuena’yı oyuna alana kadar Fenerbahçe’nin zirveye ortak olacak bir görüntüsü yoktu. Galatasaray’ın puan kaybı taraftarı umutlandırmış ve tribüne çekmişti. Fenerbahçe’nin yapması gereken iştahlı bir mücadele verip, rakibine uygulayacağı baskıyla oyunun egemenliğini eline almak olmalıydı. Ama hareketsiz orta saha, koşu yapmayan oyuncular seyircinin tüm itici gücüne karşın Fenerbahçe’yi ilk yarıda bir kısırlığın içine düşürdü. Ne Giuliano ne Aatif ne de Souza gol umudu Soldado’yu besleyebildi. Buna karşılık iyi alan daraltan, disiplinli oynayan ligin dibindeki Karabükspor zaman zaman Fenerbahçe’den daha tehlikeli pozisyonlar üretti. Valbueana ikinci yarının başında oyuna girince Fenerbahçe’de anlayış neredeyse tamamen değişti. Onun getirdiği canlılıkla Aatif ve Giuliano da hareketlenince Sarı-Lacivertli ekibin baskısı arttı ve bunun sonucunda da Valbuena’nın kornerinden gelen topta Mehmet Topal’ın kafasıyla Fenerbahçe aradığını buldu. ‘Kazanan her zaman haklıdır’ diyeceksiniz ama biz peşinen uyaralım.