Aforizma; özdeyiş, özlü, çarpıcı, hikmetli söz demek...
Hikmetli sözler "kıssa"dan değil ama kısadan büyük hisse verir, yani kazanç kolay ve büyük... Kızılderili Lambee Kabilesinden Vernon Cooper diyor ki: "Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Oysa bilgi geçmiştir, hikmet ise kalıcıdır". Ve bizim Lokman Hekim'imiz "Yemeğe tok, hikmete aç ol!" diye öğüt veriyor.
Osman Pamukoğlu Paşa ikinci kez, aforizmalarla, hikmetlerle dolu bir kitaba imza atıyor. İlkinin adı "Yolcu" idi, bunun adı "Başka Bir Hikâye/Herkese Yaşam Üzerine Notlar" (İnkılap Kitabevi) adını taşıyor. Kitabın ilk sayfasında, kitabına aldığı aforizmaların sahiplerini toplu olarak dizelgelemiş Osman Paşa, her aforizmanın altına, diyeni yazma yolunu seçmemiş, bu da ilginç bir tercih, "Meraklısı arasın bulsun sahibini" dercesine...
Önsözünün son tümcesi ise şöyle: "Yazacak bir şeyin olmasa bile, olmadığını yaz!"
224 sayfalık kitaptan ben kendi beğenime uygun özdeyişleri seçtim, paylaşıyorum, beğenirseniz, alır kitabı hepsine bakarsınız.
"Birbirine yakın, birbirine dargın ağaçlar gördüm. Birbirinden uzak, birbirine hasret ağaçlar gördüm."
"İş zor olduğu zaman irade de kesin olur."
"Çok güzel konuştu ama bilgisizdi."
"Güvenini kaybedersen geriye bir şey kalmaz."
"10 kuruşluk bir mum koskoca bir şehri yakabilir."
"Özensiz dil anlaşma önünde bir engel olarak yükselir."
"Edilgen bir kabullenmişlik insan bitirir"
"Bir ideale inanç beslemek dağları bile yerinden oynatabilir. Bana inanın."
"Senin için yalan söyleyen, sana da yalan söyler... Buz kırılıncaya kadar kimin dost kimin düşman olduğunu bilemezsin."
Yazımın bundan sonraki bölümüne, bu kitap ve aforizmalarla devam etmeyeceğim, Osman Paşa'nın ünlü ve ilk yapıtı "Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok"u tiyatro oyunu olarak yazdım ve "Oyunlar ve Senaryolar" adlı kitabıma da aldım. O oyunun giriş bölümünden alıntılarla bitirmek istiyorum yazımı, buraya onlar uygun düşer diye düşünmekteyim: