Döviz kurlarında panik oluşunca, nedenlerini sorguluyoruz. Gerçekte ise, 15 yıldır ''cari açık sürdürülemez; cari açık kırılganlığı daha çok artırır'' diyoruz. Ama bırakın cari açığı ekonomi yönetimi neden her sene Çin'e karşı yirmi milyar dolar dış ticaret açığı verdiğimizin gerekçesini bile tartışmadı.
Dünyanın uyarılarına da göz yumuyoruz. Söz gelimi Moody's'in Şubat 2018'de yaptığı sıralamaya göre, gelişmekte olan 22 ülke içinde Türkiye'nin en yüksek cari açığına sahip ülke olduğu vurgulanıyor. Arjantin ve Kolombiya ise Türkiye'den sonra ikinci ve üçüncü sırada geliyor.
Bloomberg de gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek cari açığın Türkiye'de olduğunu açıkladı.
Bu kırılgan ve kaygan zeminde seçime giderseniz, ayrıca popülist uygulama yaparsanız elbette bugün olduğu gibi panik yaratırsınız.
Önlem almaya gelince, Merkez Bankası döviz likiditesini 3.5 milyar dolar kadar artırdı. Ancak yetmedi. Baskı o kadar yüksek ki tek başına yetmiyor. Daha fazlasına ise MB döviz rezervleri yetmiyor. Ayrıca MB'nin faizleri de artırması gerekir. Ancak hükümet kanadı hâlâ faizi düşürmekten söz ediyor.
Aşağıdaki tablodan anlaşılacağı gibi mevduat faizleri ve Devlet İç Borçlanma Senetleri faizleri yıllardır eksi reel getiri veriyor. 2018 Nisan ayında da mevduat faizi reel getirisi yüzde 0.14 oldu. Ancak mevduat faizinden stopaj yoluyla alınan yüzde 10 ile 15 arasında değişen vergileri de çıkarırsak, reel faiz oranı sıfıra yaklaşıyor.