Anayasa'nın 123.maddesinin ikinci fıkrası ''idarenin kuruluşu ve görevleri, Merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır'' diyor.
Devlet bir bütündür ve vergi toplama yetkisi olan ve kamu hizmeti yapan Belediyeler de devletin bir parçasıdır. Kamu toplumun kendisidir. İstanbul halkı da bu kamunun bir parçasıdır.
Buna rağmen İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İçişleri Bakanlığı; ''Ya Kanal Ya İstanbul şeklinde bir afişle uluslararası hukuk boyutu bulunan, siyasi alana taalluk eden ve "Devletin Egemenlik Yetkisi"ne ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkmanın idarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek sorumlular hakkında araştırma, gerek görülmesi halinde ön inceleme yapılması hususlarının yer aldığı görülmektedir" açıklamasını yaptı.
İstanbul Boğazı'nın uluslar arası bir niteliği var... Uluslar arası hukuk boyutu var. Kanal İstanbul'un da bu nedenle dolaylı olarak uluslar arası hukuk boyutu varsa, bile bile neden aykırı kanal açıyoruz.
Kanal İstanbul gibi bir yatırım yalnızca gelir ve gider açısından değerlendirmek mümkün değildir. Burada önemli olan bu yatırımın sosyla fayda ve sosyal maliyetidir. Deprem ve çevre zararları açısından Kanal İstanbul'a yalnızca belediye değil, Mimar ve Mühendis Odaları, çevreciler ve birçok sivil toplum örgütü de itiraz ediyor.
Belediye, çevre sorunu dahil kanal İstanbul nedeni ile topluma çıkacak maliyetleri önlemek için aynı toplumun mali kaynaklarını neden kullanmasın?