Ekonomik, hukuki ve siyasi istikrar sorunları hem maddi kayıplara neden oluyor, hem de beşeri kayıplara yol açıyor. Beşeri kayıpların başında Beyin göçü geliyor.
Vasıflı insan gücü, uzman iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu katlanılan maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekildeki insanların göçüne "Beyin göçü (brain drain)" deniliyor.
Göç veren ülkeler gelişmekte olan ülkelerdir. Yani beyin göçü temelde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımıdır.
Beyin göçünün, işsizlik, çalışma ve araştırma imkânları, demokrasi sorunu gibi çeşitli nedenleri olabilir.
Beyin göçü ilk ve ortaçağlarda kilise baskısı ve fikir baskısı ve siyasi nedenlerle ortaya çıkmıştır.
Avrupa'da en büyük beyin göçü İkinci Dünya Savaşı öncesi Hitler nedeniyle olmuştur. En büyük göçü alan ülke de ABD olmuştur. Albert Einstein da Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim insanlarından biridir. ABD'ye göç edenler, ABD'nin bilim, teknik ve eğitim alanında kalkınmasına büyük katkı yapmışlardır.